-
1 muddle on
geçinip gitmek -
2 muddle on
geçinip gitmek -
3 rub along
geçinip gitmek, idare etmek, iyi anlaşmak, geçinmek* * *geçinip git -
4 worry along
engellere rağmen ilerlemek, yuvarlanıp gitmek, geçinip gitmek -
5 worry along
engellere rağmen ilerlemek, yuvarlanıp gitmek, geçinip gitmek -
6 rub
n. ovma, ovalama, ovarak sürme, sürtme, sürtünme, friksiyon yapma, güçlük, engel, pürüz, problem, mahzur, iğneleme, laf çaktırma, alay, engebeli oluş————————v. ovmak, ovarak sürmek, ovuşturmak, ovalamak, sürtmek, sürtünmek, masaj yapmak, sürmek, friksiyon yapmak, zımparalamak, kazımak, klişe çıkarmak, geçinip gitmek, idare etmek* * *1. sürt (v.) 2. sürtme (n.)* * *1. past tense, past participle - rubbed; verb(to move against the surface of something else, pressing at the same time: He rubbed his eyes; The horse rubbed its head against my shoulder; The back of the shoe is rubbing against my heel.) sürtmek, ov(ala)mak2. noun(an act of rubbing: He gave the teapot a rub with a polishing cloth.) ovma- rub down- rub it in
- rub out
- rub shoulders with
- rub up
- rub up the wrong way -
7 muddle along
v. geçinip gitmek, hatalara rağmen başarıyla sıyrılmak -
8 subsist
v. geçinip gitmek, var olmak, mevcut olmak, varlığını sürdürmek, geçinmek, yaşamak, geçindirmek -
9 muddle along
v. geçinip gitmek, hatalara rağmen başarıyla sıyrılmak -
10 subsist
v. geçinip gitmek, var olmak, mevcut olmak, varlığını sürdürmek, geçinmek, yaşamak, geçindirmek -
11 durchkommen
durchkommen v/i <unreg, -ge-, sn> geçmek; TEL -i çıkarabilmek; Sonne çıkmak; Kranker kurtulmak; Prüfung geçmek;durchkommen mit Lüge usw ile yakayı kurtarmak; (auskommen) geçinip gitmek -
12 киченү
geçinmek (geçinip gitmek) -
13 durchkommen
durch|kommendamit kommst du bei mir nicht durch ( fam) bununla benden istediğini alamazsın -
14 durchschlagen
durch|schlagen1. irr1) ( Sicherung) atmak2) ( Feuchtigkeit) geçmek3) ( Eigenschaft) kendini göstermekII vt1) ( entzweischlagen) yarmak3) ( Wand) gedik açmak (-e)III vrsich \durchschlagen ( durchkommen) geçinip gitmek -
15 Runde
Runde <-n> ['rʊndə] f1) ( Gesellschaft) topluluk, grup;sie nahmen ihn in ihre \Runde auf onu gruplarına [o aralarına] aldılarseine \Runde machen turunu atmak;eine \Runde mit dem neuen Wagen drehen yeni arabayla bir tur atmaküber die \Runden kommen ( fam) geçinip gitmek4) (Getränke\Runde)eine \Runde schmeißen herkese içki ısmarlamak -
16 Wasser
Wasser <-s, -> ['vasɐ] ntsu;kölnisch \Wasser kolonya;stehendes/fließendes \Wasser durgun/akar su;heißes/warmes/kaltes/kochendes \Wasser sıcak/ılık/soğuk/kaynar su;zu Lande und zu \Wasser karada ve suda;\Wasser lassen ( urinieren) su dökmek, işemek;\Wasser auf jds Mühle gießen ( fam) birinin ekmeğine yağ sürmek;sich über \Wasser halten ( fam) geçinip gitmek, idare etmek;ein Boot zu \Wasser lassen bir sandalı suya indirmek;etw unter \Wasser setzen bir şeyi su basmak;ins \Wasser fallen (a. fig) suya düşmek;jdm nicht das \Wasser reichen können ( fig) birinin eline su dökemez olmak, birinin kâbına varamamak, biriyle aşık atamamak;mit allen \Wassern gewaschen sein ( fam) suya götürüp susuz getirir olmak, çok kurnaz olmak;jdm das \Wasser abgraben birinin kuyusunu kazmak;da fließt noch viel \Wasser den Rhein hinunter ( fam) köprülerin altından daha çok sular geçer;das \Wasser läuft mir im Mund zusammen ( fam) ağzımın suyu akıyor, ağzım sulandı
См. также в других словарях:
geçinip gitmek — çok iyi değilse de şöyle böyle geçinmek Sözün tam anlamıyla bu sayede geçinip gidiyordu. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçinmek — nsz 1) Yaşamak için gerekeni sağlamak Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu. S. F. Abasıyanık 2) le Uzlaşmak, anlaşmak Aman çocuklar, birbirinizle iyi geçinin. 3) mec. Taslamak Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ruziklenmek — nsz Sefil bir biçimde gün geçirmek veya geçinip gitmek Hiç bu yaşa kadar mahkeme kapısına varmadık, adam yok, çocuklar askerde, güveyi kayıp; işler, karı, çoluk çocuk elinde, köyde dört mavzerle ruzikleniriz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâllenip küllenmek — kendi imkânlarıyla iyi kötü geçinip gitmek, kendi yağıyla kavrulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük